Üzerindeki var olan şımarıklıkla sorusunun cevabını bekliyordu. Ama ne kadar şımarık bir tavır sergilemiş olsa da şımarıklığın altında sinsi ve bir o kadar da korkunç bir ifadede gizliyordu. Yani bu durumda Dean ters bir cevap verse ne olurdu kendin bile yapacaklarını kestiremiyordu çünkü artık kendini tanıyamıyordu. Sürekli farklı bir değişik ruh haline bürünüp garip davranıyordu ve şu an kim bilir hangi ruh halinden dolayı böyle davranıyordu kim bilir. Dean'in konuşmaya başlarken aldığı tavır ve bir düşüneyim demesiyle şımarık bakışları yerini sinsi bir ifadeye bırakmıştı sanki biraz sonra savaş çıkacakmış da ona hazırlanıyormuş gibi. Gözlerini ona dikmiş konuşmasına devam etmesini bekliyordu. Ama sonra söyledikleri tüm sinsiliği kaybederek tatlı gülümsemesinin ortaya çıkmasına neden olmuştu. Özellikle seni hal halinde seviyorum şeklinde bir cevap vermesi bu tatlı gülüşün altın da sinsi planlar yapmasına neden olmuştu. Böyle bir cümle belki de Stacy'ye kesinlikle söylenmemesi gerekenlerden biriydi. Bu lafına " Hmm demek öyle bunu aklımdan asla çıkarmıcam" dedi. Ama sonrasında onu uyarır şeklinde ki yaptığı konuşmasına dudak büzerek, şımarık bir tavırla " Ama... ama... ama... bu tüm eğlencemi elimden alacağın anlamına geliyor sen bu kadar kötü olmazsın dimi... dimi..." dedi. Şu an tam da bir küçük bir çocuk gibi davranıyordu konuşması, hareketleri tamamen değişmişti. Elinden şekeri alınmış bir çocuk gibi üzgün bakışlarıyla ona bakıyordu. Yıldızların gölü aydınlanıp muhteşem bir manzara ortaya çıkardığı manzaranın eşliğin de.
Kısa bir sessizliğin ardından Dean'in bakışlarından bir şeyler düşündüğünü anladı aklına geleni merak etmiş olsa da sormaya pek niyeti yoktu sonuç olarak o konuşmaya başladığın da öğreneceği bir şeydi. Gözlerini gözlerine diktiğinde Dean konuşmaya başlamıştı aklına her ne geldiyse kelimelere dökmeye hazır görünüyordu. İlk cümlesinin bitimin de ise sinsi bakışlarının ardına gizlenerek " Ciddi değil miydin tüh bende o ara söylediğin için kafam da partide bana eşlik edebileceklerin bir listesini bile çıkarmıştım Dean neyse madem öyle diyorsun listeyi iptal ederim canım " dedi sonrasında sinsi sinsi kahkahalar atmaya başlamıştı. Bir kaç saniye sonra ise " Şaka yapıyorum canım senden başka biriyle gitmeye niyetim yoktu zaten sadece seninle gitmek istiyorum en başından beri istediğim buydu" dedi. Gerçekten de bir an bile başka biriyle gitmeyi düşünmemişti partiye ama nedense bir an da başka bir düşünce kafasını doldurmaya başladı aslında düşünceler den çok annesinin her parti öncesi ona söyledikleri kafasının için de yankılanıyordu. Çoğu partiye ev sahipli yapan malikanelerinde yıl için de o kadar fazla parti düzenlenirdi ki ve hepsinden sorumlu kişi annesi olurdu ve ona en çok yardım eden kişi de Stacy'di. Tüm hazırlıklar, konuklarının dışında annesini en önem verdiği şeylerden biri de kızlarının yanında bulunacak kavalyelerdi. Üstelik bu sefer baş misafirin bir lord olacağını düşünülürse ve o kişinin Scarlett'ın kavalyesi olacağını göz önünde bulundurduğunda annesi kesin Stacy için de birini bulmuş olmalıydı. Üstelik bulduğu kavalyeyi bile az çok tahmin edebiliyordu kesin lorda en yakın kişilerin arasından seçtiği biri ona eşlik edecekti. Kafasında bu düşünceler dönüp dururken bakışları donuk bir hal almış sanki bir anlığına sanki orada değilmiş gibi bir hisse kapılmıştı ta ki Dean konuşana kadar. Söylediklerini algılandıktan kısa süre sonra hafifçe gülümseyerek " Merak etme Dean ben o kadar zevksiz miyim aklıma parti için mükemmel bir kıyafet bile var ama ondan önce sana söylemem gereken bir şey var " dedi üzerinde ki donuk ifade tekrar kendini göstermişti " Hmm... şey biz parti için plan yapıyoruz yapmasına da annem benim için de çoktan bir kavalye bulmuştur" dedi.